Subscribe Twitter Facebook

16 Aralık 2009 Çarşamba

yazar odaları

bugün gazete okurken dikkatimi çekti hemen sizinle paylaşıım dedim..işte yazarların çalışma odalarından birkaçı..
                                                               
                                                              Charles Darwin


George Bernard Shaw


Jane Austen


Rudyard Kipling


Virginia Woolf


Charlotte Mendelson


Maggie Gee


Roald Dahl


JG Ballard

yaratıcı film afişleri -2-

geçen resimlerime bakarken dikkat ettim de bir sürü ilgin afiş warmış ben ne kadar az koymuşum öle dedim kendi kedime..buyüzden hemen 2.sinide açtım..bakalım neler varmış..






11 Aralık 2009 Cuma

big fish / büyük balık




-bir buz dağına benziyorsun baba, sadece %10 luk kısmın gözüküyor, gerisini görmeme izin vermiyorsun.

-nasıl yani, çeneme kadar mı görüyorsun?

mendilimde kan sesleri

Her yere yetişilir
Hiçbir şeye geç kalınmaz ama
Çocuğum beni bağışla
Ahmet Abi sen de bağışla

Boynu bükük duruyorsam eğer
İçimden öyle geldiği için değil
Ama hiç değil
Ah güzel Ahmet abim benim
İnsan yaşadığı yere benzer
O yerin suyuna, o yerin toprağına benzer
Suyunda yüzen balığa
Toprağını iten çiçeğe
Dağlarının, tepelerinin dumanlı eğimine
Konyanın beyaz
Antebin kırmızı düzlüğüne benzer
Göğüne benzer ki gözyaşları mavidir
Denize benzer ki dalgalıdır bakışları
Evlerine, sokaklarına, köşebaşlarına
Öylesine benzer ki
Ve avlularına
(Bir kuyu halkasıyla sıkıştırılmıştır kalbi)
Ve sözlerine
(Yani bir cep aynası alım-satımına belki)
Ve bir gün birinin adres sormasına benzer
Sorarken sorarken üzünçlü bir görüntüsüne
Camcının cam kesmesine, dülgerin rende tutmasına
Öyle bir cıgara yakımına, birinin gazoz açmasına
Minibüslerine, gecekondularına
Hasretine, yalanına benzer
Anısı işsizliktir
Acısı bilincidir
Bıçağı gözyaşlarıdır kurumakta olan
Gülemiyorsun ya, gülmek
Bir halk gülüyorsa gülmektir
Ne kadar benziyoruz Türkiye'ye Ahmet Abi.
Bir güzel kadeh tutuşun vardı eskiden
Dirseğin iskemleye dayalı
-- Bir vakitler gökyüzüne dayalı, derdim ben --

Cıgara paketinde yazılar resimler
Resimler: cezaevleri
Resimler: özlem
Resimler: eskidenberi

Ve bir kaşın yukarı kalkık
Sevmen acele
Dostluğun çabuk
Bakıyorum da simdi
O kadeh bir küfür gibi duruyor elinde.
Ve zaman dediğimiz nedir ki Ahmet Abi
Biz eskiden seninle
İstasyonları dolaşırdık bir bir
O zamanlar Malatya kokardı istasyonlar
Nazilli kokardı
Ve yağmurdan ıslandıkça Edirne postası
Kıl gibi ince İstanbul yağmurunun altında
Esmer bir kadın sevmiş gibi olurdun sen
Kadının ütülü patiskalardan bir teni
Upuzun boynu
Kirpikleri
Ve sana Ahmet Abi
uzaktan uzaktan domates peynir keserdi sanki
Sofranı kurardı
Elini bir suya koyar gibi kalbinden akana koyardı
Cezaevlerine düşsen cıgaranı getirirdi
Çocuklar doğururdu
Ve o çocukların dünyayı düzeltecek ellerini işlerdi bir dantel gibi
O çocuklar büyüyecek
O çocuklar büyüyecek
O çocuklar...

Bilmezlikten gelme Ahmet Abi
Umudu dürt
Umutsuzluğu yatıştır
Diyeceğim şu ki
Yok olan bir şeylere benzerdi o zaman trenler
Oysa o kadar kullanışlı ki şimdi
Hayalsiz yaşıyoruz nerdeyse
Çocuklar, kadınlar, erkekler
Trenler tıklım tıklım
Trenler cepheye giden trenler gibi
İşçiler
Almanya yolcusu işçiler
Kadınlar
Kimi yolcu, kimi gurbet bekçisi
Ellerinde bavullar, fileler
Kolonyalar, su şişeleri, paketler
Onlar ki, hepsi
Bir tutsak ağaç gibi yanlış yerlere büyüyenler
Ah güzel Ahmet Abim benim
Gördün mü bak
Dağılmış pazar yerlerine benziyor şimdi istasyonlar
Ve dağılmış pazar yerlerine memleket
Gelmiyor içimden hüzünlenmek bile
Gelse de
Öyle sürekli değil
Bir caz müziği gibi gelip geçiyor hüzün
O kadar çabuk
O kadar kısa
İşte o kadar.

Ahmet Abi, güzelim, bir mendil niye kanar
Diş değil, tırnak değil, bir mendil niye kanar
Mendilimde kan sesleri..

                 Edip Cansever

yaratıcı film afişleri

bazı filmleri afişleri okadar güzel ve deişik oluoki ben bu filmi izlemeliyim diyorum..işte size yaratıcı afişlere birkaç örnek..







30 Kasım 2009 Pazartesi

the prestige / prestij




'' hilenin sırrını arıyorsunuz,
  ama bulamazsınız
  çünkü dikkatli bakmıyorsunuz
  siz sırrı bilmek değil
  kandırılmak istiyorsunuz.
  henüz alkışlamazsınız...
  çünkü bir şeyi yok etmek
  yeterli değildir
  onu geri getirmeniz gerekir.. ''

29 Kasım 2009 Pazar

arkadaşlar için dekorasyon: irem

irem için de cıvıl cıvıl, rengarenk, modern ve şık çizgiler..






arkadaşlar için dekorasyon: vildan

sayın okurlarım dekorasyonda sınır tanımıyoruz durdurak demiyoruz(?)..sıra geldi biricik dostlarım vildanla ireme..
ilk öncelikle vildanın evine bakalım..kokoş, şık, sade ve canlı renkler bir arada..






28 Kasım 2009 Cumartesi

mor yatak odaları

mor rengini severim ve gerek dekorasyon da gerekse kıyafetlerde çok şık durduğunu düşünüyorum..işte size mor renginde yatak odalarına örnekler..











20 Kasım 2009 Cuma

la fille sur le pont / köprüdeki kız




+ hayatta mıyız?

- hayır, cennete gittiğimizi hissedemiyor musun ?

+ hayal ettiğim gibi değil.

- çünkü saat geç. her yer kapandı..

19 Kasım 2009 Perşembe

hoşşgeldinn

efendim biraz geç oldu bunu yazmam ama merveye blog alemine hoşgeldin diyorum..
http://ninattaninbilezigi.blogspot.com/
birsürü de yazmış şimdiden..çok da güzel şeyler yazmışş..

18 Kasım 2009 Çarşamba

uzaklaşmak..

  yarın burda uyanmak istiyorum..neresi olduğuna dair hiçbir fikrim yok ama bu fotoğrafa bayıldım..bir de ilkbaharın başları olsun ılık ılık rüzgar essin tadından yenmez..yine bi sınaw öncesi hayallere dalıp gidiyorum işte sevgili okuyanlarım :(


 not: fransaymış burası.bende resmi eklerken öğrendim..:)

11 Kasım 2009 Çarşamba

varolmanın dayanılmaz zulmü

vize haftasının içinde bulunduğum şu günlerde artık varolmanın dayanılmaz hafifliği yerine zulmünü çekiyorum sevgili okuyanlarım..çok yoğunum çokk..ama bu bünye bütün gün internet başında pineklemeye alıştığı için bu yoğunluğa ayak uyduramıyor tabikide.bu durum vize notları olarak yansıyacaktır en yakın zamanda..karst adlı bir garip derse çalışmaktayım şu saatlerde.sınava bir gün kala ders hakkında hala en ufak bir fikrim olmadan  notları karıştırıyorum; ancak her 10dkda bir kendimi başka bir hayalde buluyorum..en sonunda sıkıldım açtım dünya haritasını gitmek istediğim yerleri bularak hayalleri onlar üzerinden kurmaya devam ettim..ve sonuçta fiji adalarına gitmeye karar verdim (bknz: truman show). bu sırada odama gelen zeyneple tekrardan ders çalışmaya koyuldum..tabi bu sırada zeyneple gerek dedikodu gerekse ateşli bir şekilde dil bilimi tartışmaları(?) yaptık..sonra o odasına gitti..dedim bi bakıım çiftliğim ne alemde balıklarım ne yapıyor..böyle de sanal dünyanın bir kölesiyim işte sevgili okuyanlarım..neysee derslerin üstüne fazla gitmemek,biras da alttan almak gerek diyen muhterem şahsiyetin ellerinden öpüyor ve kendimi uykunun kollarına bırakıyorum..

şunu bilin ki..

şunu bilin ki tanınmıyorsunuz..

7 Kasım 2009 Cumartesi

şallar ve fularlar..

şal ya da fular kullanmayı çok seviyorum..beni tanıyanlar bilir herzaman kullandığım aksesuarlarımdan biridir.spor, klasik farketmez her kıyafetin üstüne yakışırlar..işte size bikaç örnek..












           teşekkürler: salıncakta iki kişi
 
Powered by Blogger