ABD’de üç yaşındaki bir çocuğun İkinci Dünya Savaşı’nda ölen bir pilotun yeniden dünyaya gelmiş hali olduğunu söylemesi, reenkarnasyonun en gerçek kanıtı olarak gösteriliyor.
30 Ağustos 2009 Pazar
reenkarnasyon
ABD’de üç yaşındaki bir çocuğun İkinci Dünya Savaşı’nda ölen bir pilotun yeniden dünyaya gelmiş hali olduğunu söylemesi, reenkarnasyonun en gerçek kanıtı olarak gösteriliyor.
27 Ağustos 2009 Perşembe
Mona Lisa
*İnsanların yüz ifadelerinden ruh hallerini okumaya yönelik sonuçlar çıkaran bir program, tartışmalı bir yüz ifadesine sahip olan Mona Lisa'nın ruh hallerini de belirledi.Buna göre Leonardo da Vinci, Mona Lisa'yı yaparken, bu güzel kadına yüzde 83 oranında mutluluk vermiş. Ne var ki, Mona Lisa'nın yüzünde sadece mutuluk okunmuyor.Mona Lisa, aynı zamanda yüzde 9 oranında nefretle dolu, yüzde 6 oranında korku duyguları taşıyor ve yüzde 2 oranında da öfkeli.
*Tablonun en önemli özelliği ise bir tek fırça darbesi bile olmamasıdır.
*Mona Lisa'nın X ışınlarıyla yapılan incelemesi sonucunda, şu andaki görüntüsünün ardında birbirinden farklı üç Mona Lisa tablosu daha yaptığı anlaşıldı.
*Kanada ulusal araştırma konseyi uzmanları, Louvre müzesi yönetiminin isteğiyle tabloyu üç boyutlu renkli lazer taramasından geçirerek rapor hazırladı. Araştırma sonunda, Mona Lisa'nın o zamanlar genellikle hamile ya da yeni doğum yapmış kadınların kullandığı çok ince ve saydam bir tülle boynundan aşağısını örttüğü anlaşıldı.
*Tablo 1911'de çalındı. 2 yıl sonra yaratıldığı yer olan Floransa'da bulundu. Soygunla ilgili sorgulananlar arasında ünlü ressam Picasso da vardı.
*1804'ten beri Louvre'da sergilenen Mona Lisa'nın kaşı yok. Kadınların kaşlarını traş etmesi 16'ncı yüzyıl Avrupa'sında yaygın bir gelenekti.
*Louvre'da 6 bin tablo olmasına rağmen ziyaretçilerin yüzde 95'i ilk iş olarak 77 cm x 53 cm ebatlarındaki bu küçük tabloya koşuyor.
*Yağlı boya tablo her yıl bir gün indirilerek temizleniyor. Mona Lisa'nın ziyarete açık olmadığı o gün Louvre Müzesi'nin en sakin günü oluyor.
*Mona Lisa üzerinde yapılan araştırmalarda, aynaya yansıyan gizemli yüzler ve şekiller keşfedildi.eseri uzmanları, Mona Lisa toblosundaki yüzün ressamın The Virgin and Child with Saint Anne(Bakire ve Çocuk, Aziz Anne) tablolarında da bulunduğunu; tablolardaki yüz ve şekillerin Tanrı ve korkuyu temsil ettiğini belirtiyor.
24 Ağustos 2009 Pazartesi
bildiğinizi sandığınız herşey yanlış..
YERYÜZÜNDE iNSAN ELiYLE YAPILMIŞ EN BÜYÜK YAPI NEDiR?
Yanlış cevaplar arasında Büyük Piramit, Çin Seddi ve Kuveyt'teki Mübarek
el-Kebir Kulesi sayılabilir. Doğru cevap 1948'de açılan Fresh Kills çöp
depolama alanı çok geçmeden insanlık tarihindeki en büyük projelerden biri
haline geldi ve sonunda Çin Seddi'ni geride bırakarak dünyada insan eliyle
yapılmış en büyük yapı oldu..
TELEFONU KiM iCAT ETTi?
Antonio Meucci. Floransalı mucit Meucci ABD'de 1860'ta, teletrofono adını
verdiği bir elektrikli aygıtın çalışma modelini gözler önüne serdi. Meucci,
Alexander Graham Bell'in telefon patentinden beş yıl önce, 1871'de bir tür
geçici patent başvurusunda bulundu. Bell'in patenti 1876'da tescillendiğinde
Meucci dava açtı. Olağanüstü bir tesadüf eseri Meucci'nin modelleri
kayboldu. Fakat 2002 yılında ABD Temsilciler Meclisi, "Meucci'nin telefonu
icat ettiğinin kabul edilmesi" kararını verdi.
DÜNYA'NIN ETRAFINI DOLAŞAN iLK iNSAN KiMDiR?
Zenci Henry. Hemen hemen herkese yabancı bir isim olan Enrique de Malaca,
Macellan'ın kölesi ve çevirmendi. Ferdinand Macellan dünyanın etrafındaki
turunu asla tamamlayamadı. 1521'de Filipinler'de henüz turun yarısındayken
öldürüldü. 1519'da çıkılan dünya turu girişimi de dahil olmak üzere tüm
yolculuklarda Zenci Henry, Macellan'ın yanında gitti. 1521 yılında Uzakdoğu'ya
vardıklarında Zenci Henry dünyanın etrafını dolaşmaış ilk insan oldu
MADDENiN KAÇ HALi VARDIR?
Her gün genişlemekte olan bir liste olmasına rağmen şu anda 15 tanedir. işte
listenin son hali: Katı, amorf katı, sıvı, gaz, plazma, süper akışkan, süper
katı, dejenere katı, nötronyum, güçlü simetrik madde, zayıf simetrik madde,
kuarkgluon plazma, fermiyonik yoğunlaştırma, Bose-Einstein yoğunlaştırması,
acayip madde.
200 tane eğlendirici ve ilginç hikaye var cahillikler kitabında.iyi reklamını yaptım walla kitabın :)
23 Ağustos 2009 Pazar
işte bu çifti beğendim :)
21 Ağustos 2009 Cuma
Alejandro González Iñárritu
“Sınır deyince düşünsel bir kavram yerine mekanlardan söz ederiz. Gerçek sınırların içimizde olduğuna inanıyorum.”
2.filmi 2003te tamamladı.21 grams filmini diğer filmlerinden farklı olarak ingilizce çekti.bu filmde sean penn, naomi watts, benicio del toro ile çalışması hollywood'un kapılarının ınarritu'ya açıldığının bir göstergesidir.bu film de 2 dalda oskar adaylığı, çeşitli festivallerden 20 ödül ve 25 adaylık getirmiştir.konusu:yine 3 farklı hikayeyle karşı karşıyayız.hastalığı yüzünden umudunu kalp nakline bağlamış bir profesör, dini inancıyla yaşadığı kötü günleri geride bırakıp ailesiyle yaşamaya başlayan jack ve eşi ve iki kızıyla mutlu bir yaşam süren cristina'nın hayatları bir kazayla birbirinin içine girer.bu filmdeki zaman kavramı diğer filmden farklı işlenmiştir.filmin son sahnesinde profesörün hastanede söylediği sözler harikadır ve filminde bir bakıma özetidir aslında: Kaç kez yaşarız?Kaç kere ölürüz?Tam ölüm anımızda 21 gram kaybederiz diyorlar..hepimiz..Peki 21 grama kaç yaşam sığar?nekadarı kaybolur?nekadar kazanılır?21 gram.. 5 tane demir para eder.yeni doğmuş bi kuş eder.bir parça çikolata..21 gram nekadar eder?..
2006 yılına gelindiğinde 3. film olan babel(babil)'i çekti.babel'in çekimleri 3 farklı kıta ve 4 dilde gerçekleştirildi.yine 3 farklı hikayeyi buluşturan, derinlemesine kişisel ve politik boyutlar arasında sürekli geçişler yapan bir filmdi babel.iñárritu, babel’de, insanoğlunu birbirinden ayıran bariyerlerin/engellerin doğasını, paramparça edici bir gerçekçilikle keşfe çıktı. incil’deki “babil kulesi” kavramından yola çıkarak günümüzdeki yansımalarını sorguladığı filmde, brad pitt, cate blanchett ve gael garcia barnel ile birlikte çalıştı. film cannes film festivalinde iñárritu’ya, en iyi yönetmen ödülünü kazandırdı ve altın küre’de 7 dalda ödüle aday olarak gösterildi.
inarritu bu 3 filmin arasında kısa filmlerini de çekti.4 kısa filmi var.daha bir tanesini izleyebildik. 11 eylülü 11 yönetmenin anlatacağı belgesel ''11'09''01 - September 11'' dir oda.çok ilginçti.herkese tavsiye ederim.diğer filmleri de en kısa zamanda bulmayı umuyorum.eğer hala inarritu sinemasınla karşılaşmayanlardansanız gidin bir filmini alın ve izleyin.izleyin kardeşim bana teşekkür edersiniz sonra..babel ve 21 grams' izlemeyenlerdenseniz mutlaka ama mutlaka izleyin birşey kaybetmez kazanırsınız güvenin bana:)
ölesine
ya ben karikatür okumayı çok sewiorum.ewet gecenin 2sinde aklıma böle şeler gelio benm genellikle..karikatür okuyan erkek benim için +1 ya okadar seviyorum yani.geçen yunuslarla ilgili bi karikatür vardı erdilin.erdil derim kendisi kankamdır çünkü..neyse yunuslar hep güler gibi durur ya onla ilgili ama çok komikti ya..gerçektende öle çünkü.bi tanede eski sabah şekeri yeni entellektüel belgeselci bi delikanlı(?) belgesel çekicekmiş yunuslarla ilgili. yok onlar aslında öle gülüo gibi duruyolar die bu onların hep mutlu olduğunu göstermezmiş falan filan.ilginç bi durum bi yandan.hiç düşünmemiştim.çocuklarla havuzda yüzerken onlarda eğleniyo gibi duruyolar.ama insanoğlu kendi eğlencesi için bütün hayvanlar gibi yunuslarıda sömürüo işte.yazık.üzülüyorum bu duruma.çok hemde..nerden nereye geldim.doluyum sevgili okuyanlar çok doluyum..daha siyasi film çeken dünün kırolarının şimdi entellektüel takılmalarına da değinicem ama o da yarın artık iç baymıım iice..
bu arada işte o karikatür :)
20 Ağustos 2009 Perşembe
ödüllü film iyi film olamaz mı? :S
Almış olduğu ödüller ise; en iyi aktör ,en iyi yabancı film ve en iyi müzik oscarlarını bir kenara koyup festival ödüllerine bakalım: AFI festivalinde en iyi yabancı film,athena uluslararası film festivalinde en iyi erkek oyuncu, cannes da jüri özel ödülüyle en iyi erkek oyuncu, venedik de en popüler film. daha okadar çok var ki japon ödüllerinden Baftaya, toronto dan cesar a tam 55 ödül.
2.the fall(düşüş): kendileri ilk izlediğimde en sewdiğim filmlerde en başlarda yerini almıştır.eminimki bu durum herkes de aynıdır.
berlin, chicago, catalonion ve daha bir sürü festivalden ödülle dönmüş bir filmdir.yönetmeni, senaristi ve mükemmel performansıyla küçük oyuncu catinca untaru layık oldukları ödülleri fazlasıyla almışlardır.
3.el laberinto del funo(pan'ın labirenti): guillermo del toro'nun müthiş filmi.bu filmi izleyipte etkisinde kalmayacak bir insan varsa o insandan korkun derim.ispanya iç savaşını küçük kızın gözlerinden anlatan harika bir film.
toplam 70 ödülü var bu filmin.hepsini teker teker saymıcam tabiki de merak etmeyin :) ama filmde emeği geçen herkes nasiplenmiş nerdeyse bu ödüllerden.hemen hemen bütün festivallerden eli kolu dolu dönmüş bu müthiş film..
ödüllü film iyi film olamaz mı diye bir düşünceyi aklıma getiren zeynep'e teşekkürü borç bilirim:) sadece 3 güsel örnekle gayette bunun olabileceğini gösterdim sanırım.yoksa bütün güsel ve ödül almış filmleri yazmakla bitmez ..yaniii neymişş bir filmin ya da kitabın güsel olmadığını aldığı ödülle vurgulayamazmışız :)